Yılbaşı kararları
gazım hali hazırda devam ederken kararların ikisini(Bol bol seyahat ve ailene
zaman ayır) içinde bulunduran bir Eskişehir gezisi ile merhaba :)
Bir haftasonu
Eskişehir kaçamağı yaptık dede ziyareti amaçlı. Ama gezme kısmını da ihmal
etmedik ;) Ayrıca Eskişehir'i bu kadar soğuk olmasına, zaman kısıtı olmasına
rağmen çok sevdim ve çok beğendim.
Eskişehirli'lerin Yılmaz Büyükerşen'i neden sevdiklerini anlıyorum. Adam
bildiğin şehri yeniden inşa etmiş ve bir Avrupa kenti haline getirmiş.
Bu Avrupa'da
çekildim desem herkes yer, yemez mi?
Biraz uçtum mu ne :)
Aslında eski
trenlerin olduğu zaman trenle gitmek isterdim Eskişehir'e ama kısmet onu
yapamadım. Hızlı tren seçeneği var ama Pendik'e kim nasıl gidecek peeeh dedik
ve otobüs bileti aldık. Anadolu yakasından gece 2 otobüsüne bindik sabah 6'da
Eskişehir'de idik. Artık otobüslerde geniş ve rahat koltuklu gece uyuduk. Kamil
Koç'un bizim gideceğimiz tarafa servisi vardı . Ancak Eskişehir küçük bir yer
olmasına rağmen 7 tramvay hattı var.
Otogarın önünden tramvay'a binip rahatça gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz.
Sabah çok erken olduğu için eve gidip biraz kestirdik.
Biraz uyuduktan
sonra kendimizi yollara vurduk. Bazen kocam için üzülüyorum. Zavallıcık benim
deli gibi gezme huyumdan o da eziyet çekiyor. Sazova parkı diğer gideceğimiz
yerlere daha ters oldu için ilk oraya gidelim dedik. Biz Tepebaşında kalıyoruz
Kırmızı 17 nolu otobüs hattı ile önünde iniyorsunuz. Eskişehir'de trafik falan
sorunu yok. Park kocaman bir alanda. İçini trenle gezebiliyorsunuz. O kadar
büyük yani.
İstasyonda biraz
tren bekledim ama gelen giden olmadı
Gölde ördekler ve
kuğular var tabiki daha önceki (bakınız Londra yazısı) Kuğu besleme
deneyimimden sonra bulaşmadım :) Ayrıca siyah bir kuğu vardı bildiğin tırstık. Bu kadar çatık bakan kuğu olmaz ki canım. Gölün
etrafını gezdik.
Şato göl ördekler
hayat çok acayip yahu
Korsan gemisi ve
Masal şatosu en ilgimi çeken kısımlardı. Geminin üstünü kapattıkları için içine
girmedik giriş 2 tl idi. Masal şatosu benim gibi bir prenses için yapılmıştı
adeta :) İçi de çok şirin heykellerle dolu.
Cadı Hanselle
Gratel'i yemiştir toktur bence
Çocuklara Dede
Korkut ve diğer masallarla turlar yapılıyor.Bu turlar 5 tl ama giriş katını ve
terası ücretsiz gezebiliyorsunuz. Çocuk olasım geldi. Hatta parkta çocuklar
gibi oradan oraya koşturdum. Kaydıraklar oyuncaklar ayrı güzel. Uslu ve iyi bir
cocuk olduğum için Şirinler köyünü de buldum :)) Her kaydırak ayrı bir şekilde
kimi su aygırı kimi dinazor kimi timsah.
Masal satosunda
kocayla selfi :)
Heyoo kendime ev
buldum :)
Kütüphane nasıl ama.
Gizeme çıkan
merdivenler
Şatomun terası :)
Kule tanıdık geldi
mi ;)
Bu arada bu şatonun kuleleri Türkiye'deki ünlü kulelerden ilham alınarak yapılmış.
Galata Kulesi, Kız Kulesi, Topkapı Sarayı Adalet Kulesi, Antalya Yivli Minare, Ankara Ata Kule. Bunlar bizim tanıyabildiklerimiz. Toplam 26 kule varmış.
Şirinler beni
aralarına aldı :) Çok uslu bir çocuktum
ne de olsa :))
Bu kadar koşturma ve
çocuklaşma sonucu karnımız kazındı ve güzel kafelerin olduğu Adalar'a doğru
parka girdiğimiz yerden 16 nolu minibüslere bindik. Adalar'a 5dk falan
yürüyorsun ama ben zaten gezmek istediğim için sorun değil.
Porsuk Çayı - Adalar
Bakmayın siz
gülümsediğine çilesi çok 10 yüz milyon fotoğraf çekti :))
Dikkat yazının bu
kısmı yoğun yeme için içerir :) Aslında yediğin içtiğin senin olsun gezdiğin
gördüğünü anlat felsefesinde olacaktım ama yok yok bunları sizinde tatmanız
lazım ;) Sokak simitçilerin aldığımız simitler normal taş fırına göre biraz
değişik ve çok lezzetli idi deneyin derim. Oradan sonra İzmir Kömürde
Sandviç'te kumru yemelisiniz. Salam sosis sucuk falan sevenler için taşa taşa
hazırlanmış bir sandviç.
Yemeğime
dokunursanız naparım bilmiyorum :)) Kumru başarılıydı iyi acıkmışız.
Porsuk çayı boyunca
dolaştık. Etrafa bir sürü kafeler var. Gençler cıvıl cıvıl. Şehrin en hareketli
yeri. Yazın Porsuk'ta gondollar da dolaşıyormuş ama kışın su donduğu için
barajın kapakları kapatılıyormuş ve tabi gondollar falan çalışmıyor. Adalar'dan çarşıya doğru yürümeye başladık.
Papağan'da çibörek yemeden olmaz diyip durduk.
Bir porsiyonda 5 adet var diyince biz zaten tatmak için yediğimizden 2
kişi 1 porsiyon aldık. Belki bana kızacaklar vardır ama çibörek ehh olmasa da
olur gibi geldi bana. Hani güzel mi evet güzel ama bana pek bir numarası yokmuş
gibi geldi. Kıymalı börek işte.
Papağan'da Çibörek -
evet ben de beni öldürebilirim
Caddenin hemen
karşısında Köprübaşı caddesinde Lületaşı Çukur Çarşıya uğrayıp hediyelik olarak
Lületaşından kolye küpe tespih alabilirsiniz. Ben 1 kolye, küpe, 2 yüzük ve 1
tespihe 50 TL verdim. Pazarlık yapıldı biraz tabi ama bana uygun geldi.
Hanımlar hem kendilerine buradan bir şeyler alabilir yada beyler hanımlar için
;) Eskişehirli bir arkadaşımızın bize tavsiye edip mutlaka ekler yiyin dediği
Altıkardeşler pastanesini aramaya koyulduk. Köprüden karşıya geçip İlk sola
dönüp Porsuk caddesinde biraz ilerleyince Ziraat bankasının karşısında minik
bir dükkan :) Tam sevdiğim gibi ben öyle zincir yerleri çok sevmem ama böyle
çok bilinmeyen içeriye bir kaç masa ancak konulan yerleri daha çok severim ve
hep bu tip yerler daha iyi yapar. 2 büyük ekler 1 muzlu pasta yedik ve yediğim
en güzel eklerdi diyebilirim. Bunların yanında 2 çay ile beraber 11tl tuttu.
Yani çok da uygun fiyata.
Öksüz doyuran ekler
ve arkadan kareye giren muzlu pasta
Bir lokma bir şey daha yersek fazla şişirilmiş
balon gibi patlayacağımız için buradan Odunpazarına doğru yürümeye başladık.
Çarşıya geri dönüp Hamam yolu caddesinden dümdüz yürüyerek Odunpazarına
gidilebiliyor. Biz gitmedik ama Eskişehir hamamlarıyla meşhurmuş. Şifalı termal su varmış. Nelere yarıyor araştırmak lazım. Ama hamama giderseniz bir gün gider. Sabah erken gidip eve gelince de bir gündüz uykusu lazım çünkü :) Bu yol trafiğe kapalı ve yolun ortasında çok güzel bir park var.
Resmen huzurun inşa edildiği yeri bulduk desem yeridir bu park için. Bu
caddenin Odunpazarına yakın kısmında 1268 yılında Selçuklu'lardan kalma
Alladdin Keykubat Camii var. Bu camii tam bir Selçuklu mimarisi sade ve
tuğlalardan minaresi ile çok değişik geldi bana.
Caddenin Karşısı da
meşhur Odunpazarı Eskişehir'deki ilk yerleşim yeri. 2 katlı eski evler restore
edilmiş ve güzel şirin bir mahalle çıkmış ortaya. Çoğu ev şu an ya restaurant
ya atölye yada otel olarak kullanılıyor.
Odunpazarı - Minnak
evli arnavut kaldırımlı sokaklar en bir sevdiğim
Foto çekilecek yer
yaparlarda ben çekilmez miyim :)
Odunpazarı Öncesi
Odunpazarı Sonrası
Kapılarla aramda
değişik bir ilişki var mutlaka gittiğim yerlerde bir kapı bulup foto
çekileceğim.
Aslında büyük bir
bölge biz biraz evlerin arasında dolaşıp Kurşunlu Külliyesine doğru yukarı
çıkıyoruz. Kurşunlu camiini de gezdikten sonra ayaklarımızın isyannnnına
dayanamayıp Alaaddin Caminin oradaki tramvay ile eve doğru yola koyuluyoruz.
Şehrin güzel taraflarından bir diğeri tramvay sayesinde ulaşım çok kolay. Akşamı biz dedemizle vakit geçirdik ama siz
Atatürk bulvarında yürüyüş yapabilir yada 2 eylül caddesi ile Cengiz Topel
arasındaki Barlar sokağında eğlenebilirsiniz. En meşhur eğlence mekanı 212 imiş
benden söylemesi ;)
Pazar günü
kahvaltımızı dedemizle yaptıktan sonra otogara doğru tramvay ile gittik. Biraz
erken varmıştık ve yakınlardaki Kentparkı gezelim dedik. Kentpark içinde şu
meşhur plajın olduğu park. Adam Eskişehir'e deniz getirmiş daha napsın ya
diyorum ama Büyükerşen'in durmaya niyeti yok bu yüzden kendisine buradan
saygılar hürmetler. Bu parkta da Kent Plajı, iskele, kapalı yüzme havuzu,
pony'lerin yaşadığı bir hara ve tabiki koşu ve bisiklet yolları var. Yine
kocaman ve etkinlik dolu bir park. Buranın içinde de biraz dolaştıktan sonra
otobüs saatimizin yaklaşması üzerine otogara doğru yürüyoruz.
Kesinlikle ve
kesinlikle bir kez daha gelmek üzere Eskişehir'e güle güle diyoruz.
Kentpark - İskele
buldun mu foto çektirmeden olmaz :)
Bunlar kısaca benim
yapabildiklerim ama bana yap diye tavsiye edilenleri sizinle paylaşmadan
edemiyorum. Sonuçta benim becerip gezememem bundan sizinde mahrum kalmanızı
gerektirmez yada gerektirir mi :)
Neyse liste
aşağıdaki gibi :
Gezilecekler
- Odunpazarı
- Balmumu müzesi (Odunpazarında)
- Kentpark
- Sazova Parkı
- Şelale Park
- Devrim Arabası
- Adalar
- Doktorlar caddesi
- Taşbaşı
- Gece Barlar sokağı
Yeme içmeler :)
- Süreya Pastanesinden Petifur
- Karakedi Bozacisindan Boza
- Altıkardeşler Pastanesinden Ekler
- Sağlık Pideden pide yada kebap
- İzmir Kömürde Sandaviç'te Kumru
- Sokak satıcılarından Simit
- Balaban Köfte
- Papağan'dan Çibörek
- Odunpazarından Cevizli Haşhaşli (yada herhangi bir pastaneden)
- Met Helvası
- Mercimekli Mantı
Not :Eskişehir
2 yazısını yapmayı çok istiyorum. İlk
hedef bu listeleri tamamlamak. Ama sizlerin de önerileri varsa her zaman açığım
;)
40 yıllık eskişehirliyim ben bu kadar güzel anlatamazdım
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
Sil